Fed Üyesi Mary Daly’den Piyasaları Hareketlendiren Faiz Açıklaması

ABD Merkez Bankası (Fed) üyesi Mary Daly para politikasına dair dikkat çeken bir çerçeve çizdi. Daly, enflasyondaki yavaşlamayı muhtemel olumsuz talep şoku ile ilişkilendirdi. Politika yapıcıların faiz indirimlerine açık fikirli yaklaşması gerektiğini söyledi. Mevcut duruşun ılımlı biçimde kısıtlayıcı olduğunu bunun da fiyatlara aşağı yönlü baskı yaptığını vurguladı. Piyasa, mesajları büyüme, istihdam ve fiyat istikrarı dengesinde yeni bir an olarak okudu.

Enflasyon ve Kısıtlayıcı Duruşun Güncel Piyasa Yansımaları

Mary Daly’ye göre enflasyon geriliyor fakat halen hedefin üzerinde. Bu tabloda Fed’in ılımlı kısıtlayıcı duruşu fiyat baskılarını gevşetmeye devam ediyor. Beklentilerin görece iyi zemine çekilmiş olması da politika güvenilirliğini destekledi.

Belirtilen çerçeve geleceğe dönük karar setinde esnekliğe alan açıyor. Daly, ekonomiyi gereksiz yere boğmamak için faiz indirimi opsiyonunu masada tutmanın önemine işaret etti. Mesaj, veri bağımlı yaklaşımın sürdüğünü teyit etti.

Büyüme, İşgücü Talebi ve Olası Talep Şokuna Dair Düşünceler

Daly, yavaşlamanın kaynağında talep cephesini işaret etti. İstihdam artışındaki ivme kaybını, göçmenlikten türeyen arz kısıtlarına değil doğrudan işgücü talebindeki düşüşe bağladı.

Talepteki sönmenin çekirdek enflasyona geçişkenliği sınırlayabileceğini kaydeden Daly, risk dengesinin tek yönlü olmadığını kaydetti. Ücret trendleri, tasarrufların erimesi ve kredi koşullarının birlikte izleneceğini hatırlattı. Kısa vadede hassas dengenin veri akışına bağlı kalacağını özellikle vurguladı.

Tarifeler, Üretkenlik ve İleriye Dönük Politika İhtimalleri

Daly, tarifelerin etkisinin büyük ölçüde mallarla sınırlı kaldığını belirtti. Geniş tabanlı enflasyon baskısına dönüşümün sınırlı kaldığını kaydetti. Fakat tedarik kanallarındaki değişkenliğin hedef patikayı ara ara zorlayabileceğini de belirtti.

Daly üretkenlik artışının fiyat baskısı yaratmadan büyümeyi hızlandırabilecek bir kaldıraç olduğunu kaydetti. Daly, Fed’in hem enflasyon risklerine karşı tetikte kalması hem de verimlilikteki pozitif sürprizlere alan tanıması gerektiğini de vurguladı. Politika patikasının bu iki olasılık arasında dikkatli bir denge gerektirdiğinin bir kez daha altını çizdi.