BiKripto
Yükleniyor
CANLI FİYATLAR
BTC Yükleniyor...

Ethereum’un Vicdan Manifestosu: Vitalik Buterin’den Kripto Ekosistemine Çağrı

Ethereum’un Vicdan Manifestosu: Vitalik Buterin’den Kripto Ekosistemine Çağrı

Dünyanın en büyük açık kaynak deneylerinden biri kendi kimliğini yeniden ilan etmeye karar vermiş görünüyor. Vitalik Buterin, Yoav Weiss ve Marissa Posner’ın ka...

Dünyanın en büyük açık kaynak deneylerinden biri kendi kimliğini yeniden ilan etmeye karar vermiş görünüyor. Vitalik Buterin, Yoav Weiss ve Marissa Posner’ın kaleme aldığı Trustless Manifesto, kripto ekosisteminin unuttuğu bir gerçeği yeniden hatırlattı. Trustlessness.eth.limo isimli web adresinde 11 Kasım 2025 tarihinde paylaşılan o gerçek de “merkeziyetsizlik bir özellik değil bütün hikayenin kendisi” şeklinde. Şimdi bu manifestonun detaylarına nelere değinilmiş ona bir bakalım.

Güven mi, Doğrulama mı?

Her şeyin iyi niyetle, bir sağlayıcı, bir node, bir geçici kolaylık ile başladığının hatılatıldığı metinde manifestonun dediği şeye vurgu yapılmış: Kolaylık alışkanlığa, alışkanlık bağımlılığa dönüşür.

Aracıların küçücük yardımlarının zamanla dev kapılara dönüştüğünün altının çizildiği metinde kapıların ise sahibi olan aracılara dönüştüğü özellikle vurgulanmış. Tam bu noktada manifesto keskin bir çizgi çekiyor: “Trustlessness sonradan eklenmez; o şeyin özü olmak zorunda.”

Ethereum Vicdan Manifestosu

Ethereum’un ortaya çıkış felsefesinin tam da bu olduğu vurgulanmış. Güvene değil, matematiğe yaslanan bir dünya. Neden Ethereum diye sorulmuş. Çünkü kimse kapıyı tutamaz. Ethereum’un amacı hiçbir zaman “daha hızlı işlem yapmak” değildi. Amaç, kimsenin kapı bekçisi olmadığı bir koordinasyon alanı oluşturmaktı.

Yazının en vurucu cümlelerinden biri de ona yönelik vurguydu zaten. Kod gücü politikadan saklanamaz hale getirmek için vardır. Oluşan durum günümüzün giderek merkezileşen rollup’ları, barındırılmış RPC’leri ve bulut bağımlı altyapıları düşünüldüğünde acı ama gerçek bir uyarı niteliği taşıdı.

Gerçek Trustlessness Nasıl Olur?

Manifesto, trustlessness’i soyut bir ideal olmaktan çıkarıp somut gerekliliklerle tanımladı. Başlıklarda öne çıkan vurgularda ise şu kavaramlar yerini aldı:

  • Kendi egemenliğin
  • Doğrulanabilirlik
  • Sansüre direnç
  • Yedeklenebilirlik (walkaway test)
  • Herkes için erişilebilirlik
  • Teşviklerin şeffaflığı

Bu maddelerden birini bile çekersen sistemin protokol olmaktan çıkacağı ve bir şirket, bir platform ve hatta landlord olacağı vurgulandı. Landlord işte o zaman karar verir: Kimi alacağına ve kimi dışlayacağına. Merkeziyet nasıl geri döner? Gürültüyle değil, sessizce. Manifestonun en çarpıcı bölümü merkeziyetin pratikte nasıl geri döndüğünü anlatması. Onun da maddeleri verilmiş:

  • Varsayılan RPC’ler
  • Bulut sağlayıcılarının tek nokta bağımlılığı
  • Merkezi rollup sıralayıcıları
  • Upgrade anahtarları
  • “Geçici” yönetim modelleri
  • CEX’e devredilmiş self-custody

Vitalik ve ekibi bunların hiçbirinin kötü niyetle yapılmadığını özellikle belirtiyor. Ama hepsi aynı yöne yani kolaylık karşılığında sessiz bir teslimiyete gidiyor. İlginç olan ise merkeziyetin geri dönmediği sürünerek geldiği şeklinde. Yetki devri olabilir ama bağımlılık olamaz.

ETH Manifesto

Manifesto, kullanıcıların tercih yapabileceğini ama protokolün bunu zorunlu kılamayacağını açıkça söylüyor. Tıpkı e-posta örneğinde olduğu gibi protokol açık ama pratikte devlerin eline geçmiş durumda. Ethereum için ise aynı kaderin kabul edilemeyeceği ifadeler arasında yerini almış.

Geliştiricilere Çağrı Yapıldı

Geliştiricilere çağrı da yapıldı manifestoda. Vurgular arasında “kolay olanı değil, doğru olanı inşa edin” denildi. Burayı özellikle direkt olarak aktarmak istedik. Çünkü bu bölüm tam anlamıyla Ethereum’un vicdanına yazılmış. Vurgular şu şekilde:

  • Her kolaylık satırı, gelecekte bir boğazlanma noktası olabilir.
  • Sadelik güvene yaslanıyorsa, o sadelik değildir. Boyun eğiştir.
  • Trustlessness zahmetlidir, maliyetlidir, gecikmelidir.
  • Ama karşılığında dayanıklılık, tarafsızlık ve özgürlük verir.

Bu kadarla sınırlı kalmadı manifesto. İleriye bakış atıldı. “Ölçeklendik, şimdi dürüst kalmalıyız” denildi. Ethereum’un artık büyük bir ekosistem olduğu hatılatıldı. Rollup’lar, yeni hesap modelleri, yeni uygulama katmanları… Manifesto’nun burada bir kırılma noktası tarif ettiğinin altı çizildi:

  • Kullanıcı kendi eylemini yapmalı.
  • Kimse sessizce dışlanmamalı.
  • Mantık kodda yaşamalı.
  • Katılım izinle değil, teşvikle olmalı.

Son Sözler ve Nihai Yemin

Vitalik ve ekibi son söz olarak trustlessness’ın bir hedef olmaktan ziyade bir duruş olduğunu kaydetti.

Metin, siyasi bir konuşmanın gücüyle bitiyor gibiydi: “Daha fazla aracıya ihtiyacımız yok. Onlara güvenmek zorunda kalmamamız için daha fazla sebebe ihtiyacımız var.”

Nihai yemin olarak ise şu cümleler baştacı edilmiş gibi duruyor:  “Başarıyı saniye başına işlemle değil, işlem başına AZALAN GÜVEN ile ölçeceğiz.”

Metin, sistemleri daha hızlı veya daha kolay değil daha az güvene bağımlı hale getirmenin önemini vurguladı. Son olarak mesaj ise netti: Kolaylık için özgürlüğü feda etmeyin. Trustlessness kaybolursa Ethereum da anlamını kaybeder.

BiKripto Admin

BiKripto Admin

Uzman Yazar
Tüm yazıları görüntüle

0 Yorum

Bu post için henüz onaylanmış yorum bulunmuyor.

Yorum Bırakın

* Yorumunuz moderasyon sonrası yayınlanacaktır.

Risk Uyarısı: Kripto paralarla yapılan işlemler yüksek risk içerir. Piyasa fiyatları ani ve sert hareketlere açıktır; bu nedenle yatırımınızın bir kısmını veya tamamını kaybedebilirsiniz. Kaldıraçlı işlemler riskleri daha da artırır. Yatırım kararı almadan önce finansal durumunuzu, bilgi seviyenizi ve risk toleransınızı dikkatlice değerlendiriniz. BiKripto'de yer alan veriler ve içerikler bilgi amaçlı olup, kesinlik ve güncellik garantisi verilmez. Doğabilecek kayıplardan BiKripto sorumlu tutulamaz.