Naoris Protocol (NAORIS): Post-Kuantum Çağında Devrimci Bir Güvenlik Çözümü

Dijital dünyanın güvenlik sorunları her geçen gün artıyor. Geleneksel güvenlik yöntemleri, kurumlar ve bireyler arasındaki artan veri akışı ve post-kuantum çağının getirdiği yeni tehditler karşısında yetersiz kalıyor. Naoris Protocol (NAORIS), bu soruna köklü bir çözüm sunmayı hedefleyen, merkeziyetsiz bir post-kuantum altyapısı olarak öne çıkıyor.

Sub-Zero katmanında çalışan protokol, Web2 ve Web3 altyapıları arasında kesintisiz ve bütünleşik bir güvenlik sağlar. Gerçek zamanlı doğrulama, teşvikli cihaz katılımı ve kuantum-dirençli tasarımıyla, katılımcı sayısı arttıkça güvenlik seviyesi de artıyor. Şu anda NAORIS coin fiyatı 0,050798 $, piyasa değeri ise 30.414.676 $.

NAORIS'in çalışma prensibi, "her cihaz bir doğrulayıcıdır" felsefesine dayanıyor. Bu yaklaşım, IoT sensörlerinden fiziksel sunuculara kadar geniş bir yelpazedeki cihazları koruma altına alıyor ve tek bir arıza noktasının olmamasını sağlıyor. Sistem, cihazların siber sağlık verilerini sürekli olarak izleyerek, Blockchain'e kaydediyor ve bu sayede düzenleme uyumluluğunu da gerçek zamanlı olarak kanıtlıyor.

Post-kuantum güvenlik mimarisi, Naoris Protocol'ü geleceğin tehditlerine karşı hazırlıklı kılıyor. NIST, NATO ve ETSI uyumlu Dilithium-5 gibi algoritmalar kullanarak, RSA ve Eliptik Eğri şifrelemelerini kırabilecek kuantum bilgisayarlara karşı yüksek seviyede direnç sağlıyor. Bu yüksek direnç, yüksek işlem hacmi için de optimize edilmiş olup, düşük gecikme süresiyle Web2 sistemlerinde bile performans kaybına yol açmıyor.

dPoSec (Decentralized Proof of Security) konsensüs algoritması, ağdaki cihazların siber sağlık verilerini sürekli paylaşmasına dayanıyor. Her yeni blok, sadece finansal işlemleri değil, aynı zamanda cihaz konfigürasyonları, API çağrıları ve yazılım sürümleri gibi güvenlik ölçütlerini de içeriyor. Bu teşvikli sistemde, doğrulayıcılar güvenlik raporları üreterek NAORIS coin kazanırken, yanlış veya riskli raporlar stake edilen değerin kaybına yol açıyor.

SWARM AI ağı, milyonlarca sensör ve düğümden gelen telemetri verilerini değerlendirerek, yapay zeka tabanlı bir yaklaşımla tehditleri hızlı ve etkili bir şekilde tespit ediyor. Bu dağıtılmış zeka, yanıt sürelerini milisaniyelere kadar düşürüyor ve sürekli öğrenme yeteneği sayesinde bağımsız güvenlik tedarikçilerine olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.

Sub-Zero katmanı, geleneksel Blockchain sınıflandırmasının altında yer alarak, Blockchain'lere bağımsız bir güvenlik katmanı ekliyor. Ethereum, Bitcoin veya diğer Layer-1 ağları, Sub-Zero veri akışını kullanarak ağ düğümlerinin siber sağlığını doğrulayabiliyor. Web2 tarafında ise bulut hizmetleri ve kurumsal veri merkezleriyle entegre olarak çalışıyor.

Naoris Protocol, kurumlara yeni bir güvenlik modeli sunarak, "izole kale" yaklaşımının maliyetli ve yetersiz kaldığı gerçeğini değiştiriyor. Anlık uyumluluk raporları, düzenlemelerle uyumu kolaylaştırırken, ölçeklenebilir yapısı, ağın büyümesiyle birlikte güvenlik seviyesinin de artmasını sağlıyor. Dolaşımdaki arz 599.260.000 NAORIS, toplam arz ise 4.000.000.000 NAORIS olarak belirtiliyor.