Çin'den Hong Kong'daki RWA Tokenizasyonuna "Dur" İmgesi: Kripto Düzenlemesi Sıkılaşıyor mu?

Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu (CSRC), Hong Kong'da hızla büyüyen Gerçek Dünya Varlığı (RWA) tokenizasyon piyasasına yönelik bir adım attı. Reuters'ın haberine göre, CSRC, yerel aracı kurumlara Hong Kong'daki RWA tokenizasyon faaliyetlerini durdurmaları yönünde gayriresmi bir talimat verdi. Bu gelişme, Çin'in kripto para piyasasındaki faaliyetleri kontrol altına alma çabalarının bir parçası olarak yorumlanıyor.

RWA tokenizasyonu, hisse senetleri, tahviller, gayrimenkul gibi geleneksel varlıkların blockchain teknolojisi kullanılarak dijital token'lara dönüştürülmesi sürecidir. Son aylarda birçok Çinli şirket, Hong Kong'da RWA tabanlı ürünler sunmaya başlamıştı. Reuters'a konuşan kaynaklar, CSRC'nin en az iki büyük aracı kuruma bu faaliyetleri durdurmaları yönünde tavsiyede bulunduğunu belirtti. Bu adımın, yeni bir sektördeki risk yönetimini güçlendirmek ve şirketlerin iddialarının gerçekliğinin teyit edilmesini sağlamak amacıyla atıldığı ifade ediliyor.

Bu durum, Hong Kong'un Asya'nın kripto merkezi olma hedefiyle Çin'in kripto para piyasalarına yönelik sert yasaklama politikası arasında bir gerilim yaratıyor. Çin, finansal sistem istikrarını gerekçe göstererek kripto paralara karşı sıkı bir düzenleme uyguluyor.

Önemli bir nokta, CSRC'nin açık bir yasaklama getirmesi değil, gayriresmi bir talimat vermesidir. Bu, Çin hükümetinin henüz sert önlemler almaktan ziyade, piyasadaki hızlı büyümeyi kontrol altına almak ve riskleri azaltmak için bir uyarı niteliğinde hareket ettiğini gösteriyor. Bu tavsiyenin ne kadar süre geçerli kalacağı ise belirsizliğini koruyor.

Hong Kong'da, özellikle Çinli aracı kurumların RWA tokenizasyonuna olan ilgisi son dönemde belirgin bir artış gösterdi. Örneğin, GF Securities'in "GF tokenleri" adı altında sunduğu ürünler ve Guotai Junan International'ın kripto ticareti onayı almasının ardından yaşanan hisse senedi artışı bu durumu örneklendiriyor.

Küresel RWA pazarının 2030 yılına kadar 2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Çin'in bu hamlesi, bu devasa potansiyele sahip piyasanın kontrolsüz büyümesinden duyduğu endişeyi yansıtıyor.