Binance CEO'su Changpeng Zhao, WSJ'nin İddialarına Sert Tepki Gösterdi

Binance CEO'su Changpeng Zhao (CZ), The Wall Street Journal'da (WSJ) yer alan ve kendisini World Liberty Financial (WLF) ile diplomatik ilişkiler kurmakla suçlayan habere sert bir yanıt verdi. Zhao, haberde yer alan iddiaları tamamen reddederek, WLF ile hiçbir şekilde aracı olmadığını ve bu iddiaların kendisini ve kripto para ekosistemini hedef alan bir algı operasyonunun parçası olduğunu savundu.

WSJ haberinde, Trump'a yakın iş insanlarının uluslararası kripto para anlaşmalarında diplomatik rollerini kullandığı ve WLF'nin WLFI token satışından 600 milyon doların üzerinde fon topladığı öne sürülmüştü. Haberde, Justin Sun gibi tanınmış isimlerin de bu token satışına katıldığı iddia ediliyordu. Zhao, Pakistan'da tesadüfen tanıştığı hayırsever Bilal bin Saqib'i WLF yönetimine tanıtmadığını ve hatta WLF yetkilileriyle hiçbir iletişiminin olmadığını belirtti. Binance'in regülasyon baskısı altında siyasi destek aradığı yönündeki iddiayı da reddeden Zhao, gazeteye sunduğu kısa mesaj kayıtlarının haberde yeterince yer almadığını vurguladı. Trump'tan af talebinde bulunduğu iddiasını ise "hayal ürünü" olarak niteledi.

Zhao, WSJ'nin haberinin arkasında Washington'daki kripto para karşıtı lobilerin geniş çaplı bir algı operasyonu olduğunu öne sürerek, ABD'deki siyasi iklimin kripto para sektörüne karşı önyargılı olduğunu belirtti. Bu durumun sektörün kendini savunmasını zorlaştırdığını ifade etti.

WSJ haberi, kripto para topluluğunda yoğun tepki topladı. Topluluk, haberin tek taraflı kaynaklara dayandığını ve kripto para şirketlerine yönelik soruşturmalarla eş zamanlı olarak yayınlanan bu tür haberlerin yatırımcı güvenini zedelediğini savundu. Binance'in eski hukuk şefi Jessica Jung, "Yargısız infaz çağrıştıran manşetler yenilikçiliği boğuyor" diyerek tepkisini dile getirdi.

WLF ise habere ilişkin hukuki haklarını saklı tuttuğunu ve fon kullanımının bağımsız denetçilerce incelendiğini, yatırımcı listelerinin de düzenleyicilerle paylaşıldığını açıkladı. Belgelerin ne zaman kamuoyuna açıklanacağı henüz belirsizliğini koruyor. Şeffaflık çağrısı, hem politik baskıyı hem de medyanın dikkatini sektör üzerinde yoğunlaştırmaya devam edecek gibi görünüyor.